Şantiye Dergisi 380. Sayı (Mart-Nisan 2020)

şantiyelere, müşterilerin talep ettiği spesifikasyondaki ürünlerin değil de daha ucuz ve yanıcı, ya da belirtilen toleransların altında ürünlerin gönderilmesiydi. Örneğin bir inşaat firması, yanıcılığı belli bir düzeyin üzerindeki PIR dolgulu sipariş vermesi- ne rağmen, şantiyeye yanıcı sınıfta olan PUR dolgulu sandviç panellerin gönderildiğine şahit olmaya başlamış- tık. Bu durum aslında Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilebi- lecek durumlara sebebiyet veriyordu. Bu olumsuz durumu aşmak amacıyla üç yıl boyunca çalışmalar yürüttük ve PANELDER Kalite Güvence Sistemi adı altında bir sistem geliştirdik. Bu kapsamda bin metrekarenin üzerindeki projelerde firmalar bağımsız bir laboratuvar olan TEBAR’da sandviç panellerini ücretsiz olarak test ettirebili- yorlar. Bu testin maliyetini PANELDER karşılıyor. Testin sonucu da doğrudan müşteriye raporlanıyor. Amacımız görünüş itibariyle benzer ürünler arasında müşterilerin yanıltılmamasını sağlamak. Son dönem çalışmalarımızdan biri de 2019’da gerçekleştirdiğimiz arama toplantısı oldu. Bu çalıştayın sonunda hazırlanan rapor da aslında benim yönetim dönemim için bir rehber teşkil ediyor. Raporda en önemli konulardan birincisi kalite standartlarının sağlan- ması için sektöre ve yasal kurumlara yön vermeye çalışmak. Aynı şekilde panel teknolojisinin geliştirilmesi, diğer rakip teknolojilere karşı avantajlarının doğru anlatılması ve bunun sayesinde panel kullanımının artırılması da hedeflerimiz arasında. Bunu yapabil- mek için de yeni dönemde üniversite- lerde, mimarlık ofislerinde eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerimizi daha da artıracağız. Önceliklerimizden birisi de tüm inşaat sektörünü bekleyen en önemli değişimlerden birisi olacak olan otomasyon. Otomasyon maalesef inşaat sektörüne giremedi. Aslında tüm dünyada da inşaat sektörü otomasyo- nu diğer sektörlerdeki gibi kendine entegre edemiyor. Otomasyon, örneğin otomobil endüstrisine sunduğu katkıyı inşaat sektörüne sunamıyor. Dolayısıyla verimlilik inşaat sektöründe diğer sektörler gibi artmıyor. Bunu aşmanın yolu da inşaat sektöründe yazılımları, sanal gerçekliği ve yapay zeka gibi çözümleri daha etkin kullanabilmek. Bunun için de şu anda en büyük eksik, piyasadaki tüm inşaat malzemelerinin bu yazılımlar tarafından kullanılabile- cek şekilde çizimlerinin ve teknik özelliklerinin var olması. Buna da Building Information Management / Yapı Bilgi Yönetimi (BIM) deniliyor. Fakat Avrupa da dahil henüz belli bir seviyenin üzerine çıkılamadı. Bir an önce otomasyon inşaat sektörüne sokulmalı. Ancak böylece tasarım ve imalat süreleri kısalabilir. PANELDER olarak bizim de en büyük hedefimiz bu çalışmalara liderlik yapmak. Bu gelişme, yurtdışında müteahhitlik hizmeti veren firmalarımızın rekabet güçleri için de önemli. Şantiye: Sandviç panel sektöründe teknoloji ve talepler ne yönde ilerliyor? İhsan Tolga Akar: Yalıtımlı metal paneller inşaat sektörü için yeni bir ürün grubu olmasına rağmen son derece büyük avantajlara sahip ürünler. Kısa sürede uygulanmaları, uygulama maliyetlerinin düşüklüğü, yalıtım sınıflarının yüksek olması, metal olmaları nedeniyle dayanıklılıkları gibi birçok avantajları var. Diğer taraftan geliştirilmeleri ve çağa daha da uyumlu hale getirilmeleri gerekiyor. Bu kapsamda en önemli iki konu da biraz önce de değindiğim, güneş panellerine uyumluluk diğeri de BIM’e uyumlu paneller. Bunların dışında çekirdek malzemenin yangın sınıflarının yükseltilmesi üzerine çalışılıyor. Burada da en önemli konu sertifikasyon oluyor. Piyasada yeteri kadar yasal zorunluluk ve denetim olmadığından sıkıntılar çıkabiliyor. Şantiye: İnşaat sektörünün mevcut durumu hakkındaki yorumlarınız nelerdir? İhsan Tolga Akar: Dünya 2018 ve 2019’u yavaşlama ile geçirdi. Türkiye’de de ciddi dalgalanmalar oldu. Özellikle kur hareketleri ve faizlerin yükselmesi endüstriyel-ticari yatırımları ve konut yatırımlarını çok ciddi anlamda etkiledi. Bunu yalıtımlı metal sektöründe pazarın gerilemesi olarak ciddi olarak gördük yaşadık. Diğer taraftan son dönemde faizlerin düşmesi ve kurların daha stabil bir noktaya gelmesi bizi 2020 açısından umutlandırıyor. “Bir an önce otomasyon inşaat sektörüne sokulmalı. Ancak böylece tasarım ve imalat süreleri kısalabilir” 49 MART-NİSAN 2020 RÖPORTAJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=