Şantiye Dergisi 381. Sayı (Mayıs-Haziran 2020)

43 MAYIS-HAZİRAN 2020 TEKNİK pıların güvenliği, hemde çevre kirliliği açısından önemli bir milli sorundur. Zira, yapılarda demir-çelik ele- manların korozyona, pasa karşı ko- runması ülkemizde gereken ilgiyi gör- memiş ve ihmal edilmiştir. Bu noktada büyük bir öneme sahip olmasına rağ- men yeterince ilgi görmemiş olması bir kayıptır. Korozyonun neden oldu- ğu ekonomik ve sosyal olumsuzluklar da buna paralel olarak göz ardı edil- miştir. Bu konuda dünyada ve ülke- miz genelinde yapılan araştırmalar, önlem ve öneriler kamuoyu ile yete- rince paylaşılmamıştır. Akademik ek- siklik belki de en göze çarpan kısmıdır. Mimar ve mühendislik fakültelerinde korozyon dersleri ve korozyon uzman- lığı eğitimleri yok veya yetersizdir. Ko- rozyon bilincinin artırılmasında devlet üniversite ve özel sektöre düşen so- rumluluklar var ancak bu üçlünün iş- birliği yapmasında ilerleme kaydedil- miş değil; oysa sorun ortak bir sorun, her yurttaşımızı yakından ilgilendiri- yor. Bu nedenledir ki korozyon regü- lasyon gerektiren bir devlet mesele- sidir. Korozyona karşı önlem almak, kamusal bilinç, bilimsel ve teknik bi- rikim, yeterli bütçe ve kamu otorite- si gerektirir. İlk başından kontrolsüz bırakılmayacak kadar önem arz eder. Dünyanın önde gelen gelişmiş ül- kelerinde regülasyon mevcuttur. Ço- ğunlukla kamuda korozyon bilinci ge- lişmiştir. Toplumun her kademesinde korozyon ile mücadele sorumluluğu oluşturulmuştur ve bu farkındalık bu ülkelerin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Bilmemiz gereken, kaçı- nılmaz olan gerçeklik şu ki “Korozyon bir doğa olayıdır. Her an olan, işleyen sistemsel bir döngüdür. Tamamen önlenmesi mümkün değilse de ko- runmak ve etkilerini minimize etmek mümkündür.” Binanın / yapının ta- mamlanmasından sonra korozyon so- rununa eğilmek hemmaliyetlidir hem de yapı bakım ve onarım için periyo- dik olarak kapatılacağından rahatsız- lık vermektedir. Korozyon sorununa gereğine uygun bir şekilde eğilmemek ölümcül sonuçlara sebebiyet verebi- lecek feci yapısal bozukluklara kadar gidebilir. Gerek depremlerde, gerekse diğer doğal afet ve kazalardan sonra yıkılan binaların demirlerinde paslanma, in- celme, zayıflama ve çürüme görün- tülerini yazılı ve görsel basında hep beraber izliyoruz. Bu görüntülerde- ki ürpertici ve çarpıcı durum bile tek başına korozyon gerçeğini anlatmaya yetiyor. Etkileniyoruz, ancak kısa süre sonra unutuyoruz. Korozyon ilemüca- delede devlet seferberlik başlatmalı, korozyondan korunmayı yasal olarak “kontrol ve denetim” altına almalıdır. Zira korozyon tedbir alınmadığı ve za- rarları önlenmediği zaman başta dev- let olmak üzere tümkurumve kişilere telafisi mümkün olmayan büyük za- rarlar veriyor. 2020 yılının başından beri ülke- mizin birçok bölgesinde deprem, sel baskınları, çığ, heyelan ve çöken bi- nalarla doğal afetler yaşıyoruz. Can ve mal kaybımız var. Millet-Devlet olarak üzülüyoruz, acılarımızı paylaşıyoruz, bu açıdan dünyada eşine az rastlanan çok değerli bir dayanışma ve yurttaş- lık örneği sergiliyoruz. Ama bu yarala- rı sarmaya yeterli olmuyor. Asıl olanı yapmadıkça gerekli önlemi almadıkça ve kontrolü sağlamadıkça bu acıları tekrar tekrar yaşama riski ile karşı kar- şıyayız. Millet olarak şöyle bir gerçe- ğimiz var; “bir süre sonra yaşadığımız acıları unutuyoruz”. Ders çıkarmıyor ve eksiklerimizi, sorumluluklarımızı yerine getirmeye yönelmiyoruz. Depremülkesi olmamız nedeniyle haklı olarak milletçe kaygılandığımız, bugünlerde kamuoyunda çokça tartı- şılan ve daha uzun sürede uzmanlar ve sorumlular tarafından tartışılacak gibi duran depreme karşı gerekli ön- lemler alınıyor mu? Depreme hazır- lıklı mıyız? gibi sorulara yanıt ararken “Depreme karşı yapılarda tedbir alır- ken korozyonu göz ardı etmeyiniz.” uyarısını da eklemekte büyük fayda var. Aslında deprem olsa da olmasa da demir çelik yapı elemanlarını ko- rozyona karşı korumak kaçınılmaz zo- runluluk. Korozyonun ekonomik, sos- yalve stratejik açıdan ne olduğunu ve özellikle ülkemize olanmaliyetini, gal- vaniz kaplama ile korozyona karşı ko- rumanın avantajlarını kısaca aşağıda dikkatlerinize sunuyorum. Korozyon maliyeti Araştırmalara göre korozyonun dünya üzerindeki yıllık maliyeti dün- ya GMSH‘nın yüzde 3,1‘idir. Buna göre Türkiye’de yıllık korozyon kaybımız 20 milyar dolar. Demir çeliğin korozyon oranı ise bu tutarın minimum yüzde 35 olarak tahmin edilmektedir. Kayıp 7 milyar USD eder. Bu da Türkiye’de- ki bazı bakanlık bütçelerinin yaklaşık 3 katı. Bir başka örnek; Amerika’da

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=