Şantiye Dergisi 381. Sayı (Mayıs-Haziran 2020)

yayılması nedeniyle tüm ülkelerde kademeli olarak uçuşların durdurul- ması, sınırların kapatılması, limanla- rın işletilmemesi, kısmi seyahat sınırlamaları/yasakları ve bölgesel/ bireysel karantina gibi uygulamalar adım adım hayata geçirilmeye başlandı. Bu durum yurtdışına yapılan satışların azalmasına neden oldu. Yurt içerisinde de salgının yayılmasıyla başlayan toplumsal izolasyon, projelerin yavaşlaması ve satışların azalmasına yol açtı. Uygulama ve satışlardaki bu düşüşler nedeniyle nisan ayı satışları hedefle- rin yüzde 30-35 altında gerçekleşti. Salgından tüm dünya etkilendiği için yurtdışına satışların çok azalması, İstanbul ve büyük şehirlerde projelerin giderek yavaşlaması ve/ veya durması ile birlikte satışlardaki bu küçülme ivmesinin daha da artarak mayıs ayında yüzde 50’nin üzerine çıkabileceğinden endişe ediyoruz. Yalıtım sektörünün önemli bir pazarı olan mevcut binalarda yapılacak renovasyon (yenileme) çalışmaları da sosyal izolasyon dolayısıyla durma noktasına geldi. Uygulama yapan firmalarımız bu durumdan ciddi bir şekilde etkileni- yor ve ekipleriyle büyük illerdeki sınırlı sayıda projelerde dönüşümlü olarak faaliyet gösteriyorlar. Şu anda tüm üye firmalarımız süreçten olumsuz etkileniyor. Talepteki düşüşe paralel olarak üretimlere belirli sürelerle ara verilmesi birçok işletmenin günde- minde olan bir konu. Bazı üreticiler bu anlamda tedbirler alarak 1-2 haftalık periyotlar ile nisan başında üretimlerine ara verdiler. Yine de an itibariyle sektörde küçülen kapasite- ler ile üretim ve ticari faaliyetler sürüyor. Devam eden projeler için firmalar üretimlerine devam ediyor, teslimatlar da doğal sürecinde yapılıyor. Salgın devam eder, normal hayata dönülmesi uzun süreye yayılırsa bu firmaların sayısının ve üretime ara verme sürelerinin artacağını da söyleyebiliriz. Bu süreçte birçok firma kısa çalışma ödeneğine başvurmuş durumda. Pandemi tedbirlerinin kısa çalışma süresinin üst sınırı olan 3 ayı geçmesi durumunda bazı firmalarda istihda- mın olumsuz etkilenmesi beklenebilir. Pandemi sürecinde, yerel üretimin önemi, alternatifli tedarik zincirlerinin oluşturulmasının gerekliliği ve dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğu bir kez daha öne çıkmış oldu. Ülkemiz de bu sürecin olumlu ve olumsuz sonuçları ile karşı karşıya kalacaktır. Bu çerçevede özellikle merkezi AB ülkeleri olan çok uluslu şirketlerin üretimlerini yine sınır içine çekmeleri veya sınıra komşu Türkiye’ye yönlendirmeleri söz konusu olabilir. Üretim kapasitesi, görece ucuz iş gücü, coğrafi konumu ve AB’ye yakınlığı ile Türkiye, AB’nin üretim üssü olabilme potansiyeline sahip. Salgının bir diğer etkisi olarak Çin’den tedarik ettikleri birçok ürün için alternatifli tedarik stratejileri geliştirecekler ve bu stratejiler doğrultusunda farklı ülkelere de yönelecekler. Tüm bunlara rağmen önümüzdeki dönemde Asya ülkelerinden ürün tedariki, tartışma- lar ile birlikte devam edecek. Türkiye bu süreçte çok önemli bir tedarikçi ülke, güvenli bir liman olarak öne çıkabilir. AB’nin Çin ithalatının bir kısmını Türkiye’ye kaydırması, üretimi kısmen olumlu etkileyecektir. Ancak yine de kısa vadede küresel anlamda yaşanacak pazar daralması- nın etkisinin daha baskın olmasının muhtemel olduğunu belirtmek mümkün. Burada orta ve uzun vadede uluslararası pazarlarda rekabetçi olabilmek için verimliliği artırmak ve üretimde teknolojinin “Türkiye bu süreçte çok önemli bir tedarikçi ülke ve güvenli bir liman olarak öne çıkabilir...” tüm imkanlarından faydalanılması yoluna gidilmesi gerekli. Şantiye: Küresel salgının Türk yalıtım sektörünü nasıl etkileyeceğini tahmin ediyorsunuz? Ne tür fırsat ve ne tür tehditler yaratacak, yaratıyor? Levent Gökçe: Salgın sonrası üretim süreçlerinde otomasyon ve dijitalleşmesinin yanı sıra kullanıcı davranışlarının değişmesine bağlı olarak pazarlama stratejilerinde de esaslı değişiklikler yapılarak yeni yaklaşımların hayata geçirileceğini göreceğiz. Ayrıca seyahatlerin azalacağı, toplantıların dijital ortamda yapılacağı ve evden/ uzaktan çalışma düzenine geçişin artacağı bir gelecek öngörülebilir. Öte yandan pandeminin değiştirmediği bazı gerçeklerimiz de var. Örneğin enerji verimliliği alanında atmamız gereken birçok adımın bulunduğu gerçeği ortadan kalkmış değil. Bu çerçevede pande- mi öncesinde sık sık dile getirdiğimiz ve sektörümüzde alınması gereken tedbirlerin de pandemi sonrası dönem beklenmeden bir an önce hayata geçirilmesi gerekli. Şantiye: Başta ısı, su, ses ve yangın yönetmelikleri ve revizyonlar olmak üzere birçok yasal düzenleme- nin hayata geçirildiği yılları geride bıraktık... Yalıtım sektörünün bundan sonraki gündemi ne olacak, ne tür sorunlar devam ediyor ve çözüm önerileriniz nelerdir? Yeni yönetim olarak gündeminizde neler var? Levent Gökçe: Bahsettiğiniz gibi sektörü doğrudan etkileyen yönet- melikler konusunda da yakın dönemde önemli adımlar atıldı. Türkiye’de inşaat sektöründe büyük eksiklik olan Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği ile Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetme- lik 1 Haziran 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Böylelikle yeni binalarda “su” ve “ses” yalıtımı ile ilgili 51 MAYIS-HAZİRAN 2020 RÖPORTAJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=