Şantiye Dergisi 381. Sayı (Mayıs-Haziran 2020)
esaslar ve zorunlular tamamlanmış oldu. 2018 yılı içerisinde yürürlüğe giren her iki yönetmelik de maalesef sektörün yaşadığı sıkıntılı döneme denk geldi. Bu nedenle uygulamada yönetmeliklerin etkilerini ve olması muhtemel zorluk veya eksiklikleri henüz tam olarak deneyimleyeme- dik. Bu dönemde her iki yönetmeli- ğin uygulamaya sorunsuz geçmesi için eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık verdik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yaptığımız teknik işbirliği protokolü çerçevesin- de gerçekleştirilen TümYönleriyle Yalıtım Seminerleri bu yönde atılmış ciddi bir adım. 14 farklı ilde 3.678 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen TümYönleriyle Yalıtım Seminerlerin- de mevzuat ve uygulamalar hakkın- da bilgilendirme yapıldı. Ayrıca yine Bakanlıkla yaptığımız teknik işbirliği protokolü kapsamın- da, yönetmeliklere ilişkin açıklayıcı kılavuzların hazırlanıyor. Bu çerçeve- de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ve İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin teknik işbirliği ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nin değerli öğretim üyelerinin yoğun çalışmaları sonucu “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Yönetmeliği Açıklama ve Uygulama Kılavuzu” hazırlandı. Bu kılavuza İZODER’in ve Bakanlığın web sayfalarından ulaşmak mümkün. Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği ile ilgili İZODER Su Yalıtım Komisyo- numuzca hazırlanan kılavuz da muhtemelen Mayıs ayı içerisinde tamamlanarak gerek Bakanlığın gerekse de İZODER’in kurumsal web sayfalarında yayımlanarak kamuoyu- nun dikkatine sunulacak. Her iki yönetmeliğin de hayatımı- za geçmesinde en kritik unsur, denetim mekanizmalarının sağlıklı bir şekilde işletilmesi. Bu çerçevede yürüttüğümüz tüm faaliyetler ile ister Bakanlık, Belediye gibi kamu kuruluşlarında görev alan isterse de Yapı Denetim Kuruluşları gibi özel sektörde yer alan denetimi gerçek- leştirecek kişilere yönelmiş durum- dayız. Bu amaçla eğitim ve bilinçlen- dirme faaliyetlerimizde belediyeleri odak noktasına alarak 2020 yılında sürdürmeyi hedefledik. Bu anlamda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 06 Mart 2020 tarihinde ilk eğitimi de yoğun katılımla tamamla- dık. Lakin COVID-19 dolasıyla yapılması planlanan diğer eğitimleri- mizi ileri bir tarihe ertelemek durumunda kaldık. Yürütülecek bu faaliyetler ile sahada görev alan ekibin doğru denetimleri gerçekleş- tirmeleri neticesinde uygulamaların nitelik ve nicelik olarak artırılması sağlanacaktır. Bu sebeple ileri tarihe aldığımız eğitimlerimizi çok önemsiyoruz. Su Yalıtımı ve Ses Yalıtımı ile ilgili yönetmeliklerin 2017 yılında yayımlanması ve 01 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe girmiş olması sektörümüz adına çok sevindirici gelişmeler. Ancak ülkemizin deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırladığı- mızda yük taşıyan yapı elemanlarımı- zın suyun zararlı etkilerinden korunması gibi çok temel bir tedbir olan su yalıtımı uygulamaları ile ilgili düzenlemeleri 2018 yılında yürürlü- ğe girmiş olması da bir o kadar düşündürücü. Benzer şekilde Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği ile ülkemizde 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren yeni binalarda ısı yalıtımı yapılması zorunlu oldu. Bu Yönetmelik yerini 2008 yılında yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne bıraktı. Şu an ülkemizde sadece net ısıtma enerjisi ihtiyacına yönelik sınırlamalar var ve bu enerji limitleri esasen 2008 yılında yayımlanmış olan TS 825 standardında tanımlanı- yor. Bugün gelişmiş ülkeler sıfır enerjili konutlar, pasif evler gibi konseptlere yönelmiş durumda. AB’de 2020 yılının sonundan itibaren yeni yapılacak binaların neredeyse sıfır enerjili bina olması şart koşulu- yor. Bazı ülkeler bu uygulamayı başlattılar bile. Neredeyse sıfır enerjili bina konseptinde yalıtımın önemi çok büyük. Ülkemizde enerji verimliliği alanında maalesef bu noktadan çok uzaktayız. Ülkemizde yalıtım ile ilgili yasal düzenlemeler henüz AB ülkeleri seviyesinde değil. Eylem planı çerçevesinde mevzuatla- rın da iyileştirilmesi, ısı yalıtım kalınlıklarının artırılarak AB seviyesi- ne yükseltilmesi de enerji verimliliği için çok önemli bir adım olacaktır. Yürürlükteki mevzuatlarımızla 2008 yılındaki konumumuzda durmakta- yız. Şimdi AB ile aradaki farkı “Gelişmiş ülkeler sıfır enerjili konut ve pasif ev gibi konseptlere yöneldi. AB’de 2020 yılının sonundan itibaren yeni yapılacak binaların neredeyse sıfır enerjili bina olması şart koşuluyor...” 52 MAYIS-HAZİRAN 2020 RÖPORTAJ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=