Şantiye Dergisi 381. Sayı (Mayıs-Haziran 2020)

için altı ay sonra ayrılma kararı almıştım. ‘ELKON’ olan bu ilk firmamın ismi dışında her şeyi de bırakmıştım. ELKON, elevatör ve konveyör isimlerinden geliyordu. Önemliydi benim için. Çalışanlardan bazıları da benle beraber gelmişti...” Teminat mektubu peşinde... “Topkapı’da Başoğlu Sanayi Sitesi’nde tuttuğum yüz metrekarelik bir atölyede çalışmalara başladık. Bir iki makine aldım ve iş aramaya başladım. Güvenilir bir imajım vardı ve iş yapabilene işin çok olduğu zamanlardı. Çok da geçmeden konveyör, tank, boyler gibi ufak tefek işler üstlendik. Fakat hayatın ve ticaretin bazı gerçekleriyle de o günlerde karşılaşmıştım. Mesela avans almak için ihtiyaç duyduğum teminat mektubunu bankalar genç bir firma olduğumuz için vermiyor- lardı. Kredibilitem düşüktü. Bunu tesadüf eseri duyan dayım, ertesi gün yanıma gelmemi ve beni Sirkeci İş Bankası’na gönderip işimi hallede- bileceğini söylemişti. Sonuç itibariyle dayımın kefil olması sayesinde 100 bin yerine 400 bin liralık teminat mektubunu alabilmiştim. Alır almaz da hemen konveyör işi yaptığım İzmit’teki SEKA fabrikasına gidip, paramı tahsil etmiştim...” Takkeyi önüme koyup, yolumu tekrar çizdim... “Popülerliğim işe yarıyordu. 1977’de atölye bir anda işle dolmuş- tu. Siparişleri teslim ettikçe piyasada- ki güven ve bilinirliğim de artıyordu. Koç ve Eczacıbaşı’nın yatırımlarının bazı bölümlerini projelendirip, üretip, monte ediyorduk. 1978 yılında, o zamanlar köy olan Alemdağ’da ilk fabrikamızı kurduk. Ardından başka bir firmayla iş birliğine girerek Giresun’daki Fiskobirlik’te büyük bir iş aldık. Fakat hem fabrika kuruluşu hem bu iş biraz birbirine karışınca borçlanmıştım... Fiskobirlik’ten parayı tahsil eder etmez hemen bankaya gidip borçlarımı kapatmış- tım. Bankalarda kredi faizleri çok düşük ve kredi verecek adam aradıklarından hiç unutmam, banka müdürü bile borcu neden kapattığı- mı öğrenmek için telefonla aramıştı. Ardından SSK ve muhtasar borcumu ödemek için vergi dairesine gitmiş- tim. Borcum 900 bin liraydı ve vergi memuru bile bu meblağı ödeyeceği- mi öğrendiğinde şaşırmıştı. Ama tüm borcumu sıfırlayıp, neredeyim görmek istiyordum. Ofise gelip takkeyi önüme koydum ve yolumu varlıklarıma göre tekrar çizdim...” Atatürk Barajı... “Sonrasında Atatürk Barajı’ndaki işlerimiz başladı. Büyük bir Alman firmanın beton santralleri tercih edilmişti ama diğer taraftan bu sistemleri tamamlayıcı olarak 14 tane de 350 tonluk silo gerekiyordu. Fakat bu siloların Avrupa’dan getirilmesi çok maliyetli olacağından bir şekilde teklif bize yapılmış ve işe böylece başlamıştık. İlk işin ardından diğer işleri de bize verdiler. Atatürk Barajı’nda bayağı ciddi işler gerçekleştirdik...” Beton santrallerine yoğunlaşmaya karar vermiştim “Eleman sayımız 150’yi bulmuştu. Kırıcılar, elekler, kırma-eleme sistemleri gibi muhtelif makineler yapıyorduk. Ama bizim işler terzi işidir. Proje gelir, ona göre özel yapılır. Her sefer ayrı ayrı proje beklenildiği zaman elemanlar boş kalır. Dolayısıy- la standart makineler bulup üretme- miz ve boş kalmamamız gerekiyordu. Sonuç itibariyle idolüm olan firmanın da yaptığı beton santraline yoğunlaşmaya karar vermiştim. O dönem beton santralleri yurtdışın- dan geliyordu. Yerlilere pek itibar edilmiyordu. Üretimde çok zorluk çektiğimizi söyleyebilirim. Uluslarara- sı firmaların uzun yıllar deneyimle yaptıkları santralleri altı ayda 61 MAYIS-HAZİRAN 2020 PORTRE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=