Şantiye Dergisi 384. Sayı (Kasım-Aralık 2020)

zincirin tüm halkalarıyla ilgili birçok olumsuz tecrübeye bire bir şahit ol- muş durumdayım. Bunlardan bazılarını özetlemem gerekirse... Mimarların “esnaflık” yap- ması; geoteknik raporların sahaya git- meden yazılması; inşaat mühendis- lerinin statik proje ve mühendislik alanında zayıf kalması; sadece “paket programlarla” statik hesapların yapıl- ması; şantiyelerde kontrollerin yapıl- maması veya yaptırılmaması; sürekli müteahhitlerin, kalfaların, bekçilerin ve taşeronların, işi mühendisten çok bilmesi ve son dönemlerde yetişmiş mühendis sayısının okumuş mühen- disten az olması; yapı denetimi yapan firmaların ücretlerini, denetledikleri müteahhitten alması; belediyelerin sürekli “ahbap çavuş” ilişkisiyle so- runlu birçok binayı “çözmesi”; devlet organının “yoldan geçene” müteah- hitlik yaptırması ve müteahhitlerin bir şekilde kendini kurtarması; şanti- ye şeflerine sorumluluk verip yetki ve bütçe verilmemesi; ve gerekli kamu kurumlarının şantiyeleri denetleme- mesi, sonra da hiçbir şey bilmiyormuş gibi imar barışı çıkarması ve en kötüsü de yıkılan binalardan hiç sorumlu de- ğilmiş gibi propaganda yapması. Zincirin en zayıf halkası olan “Mülk Sahipleri” ise hiçbir şeyden haberleri olmadan, yılların birikimiyle veya tür- lü sıkıntılarla aldıkları mülklerinde 30 saniyede yaşamlarını kaybedebiliyor ya da yıllarca bu riskin kaygısını taşı- yorlar. Bu psikolojiyle yaşamayı kimse istemez ama maalesef halkımızın im- kanları da malum, kısıtlı... Radikal kararlar alınmalı Artık acilen reaksiyon alınması gerektiği aşikar... Toplumda, tüm iş- tiraklerle özeleştiri yapılıp, yanlışlar masaya yatırılıp, imar yasaları değiş- tirilip, şehir planlamaları gerçekleştiri- lip, gerekli komisyonlar kurulup, bilim kurulu oluşturulup, bakanlık yetkilile- rinden yapı denetim firmaları temsil- cilerine, meslek odalarından deprem bilimcilere kadar tüm katmanlar bir araya getirilip hızlı, demokratik bir ça- lışmayla radikal kararlar alınmalıdır. Herkes bilmelidir ki bu işin cezası ve sorumluluğu büyük Kişisel önerilerim - Mimarlık ve mühendislik işleri ti- cari değil, tamamen toplum dina- miği için yapılan bir hizmet alım işi olmalıdır. - Meslekte 5 yılını doldurmayanmi- mar ve mühendislere büro açıp iş yapma imkanı verilmemelidir. - Tıp eğitimindeki uzmanlık sınavla- rı gibi yöntemler geliştirilmelidir. - Usta-çırak ilişkisiyle mezun olan öğrenciler meslek bilinci ile alan- larında yetiştirildikten sonra uz- manlık sınavlarından geçiril- meli; ancak o şekilde bireysel iş kurabilmelidirler. - Binaların, dükkanların ve işyerle- rinin rutin kontrolleri yapılmalıdır. - Büyük veya küçük her şantiyede bulundurulması gereken teknik personel planlama hesaplarına ve organizasyon şemasına uygun olmalıdır (Küçük şantiyelerin hiç- birinde maalesef bulunmuyor). - İnşaat projeleri kurumlara onay için verilirken iş programları da sunulmalıdır. - Müteahhitler, bir Mimar veya İn- şaat Mühendisini “Vekil” kılarak, işlerini O’nun takibinde götürme- lidir (Tıpkı hastane başhekimleri gibi). - Yapılan inşaat projelerinin en bü- yük eksikliği, “Denetim” olduğu için denetim mekanizmaları güç- lendirilmeli ve yetkilendirilmelidir. - Hukuksal altyapı ve kanunlar tüm bu hususlarla ilgili güçlendiril- melidir. Yanlış bir şey yapan mü- teahhit, mühendis ya da mimar bilmelidir ki bu işin cezası ve so- rumluluğu büyüktür! - Odalar geçmiş yıllarda aldıkları ka- rarlardan vazgeçmelidir. - Makina, elektrik mühendisli- ği gruplarına sertifika ile verilen “Şantiye Şefliği” belgesi iptal edil- melidir. Bir yapımprojesinde İnşa- at Mühendisi ve Mimardan başka yetkili görevlendirilmemelidir. - İş gücünün bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi için cezalar artırılmalı ve meslek içi eğitimleri şantiye- lerde devam ettirilmelidir. Güvenli ve kaliteli yapılar üret- mek bu kadar zor değilken maale- sef sistemsizlik, denetimsizlik, ticari kaygılar ve çıkarlar insan hayatının önüne geçiyor ve yalanlarla avunup duruyoruz. Umuyorum ve bekliyorum ki böy- le düşünen ve davranan bilinçli-bilgili mühendisler, mimarlar ve diğer tek- nik personelin birlikteliği ve mücade- lesiyle ülkemizde de “rant için değil, toplum için” güvenli ve kaliteli yapıları geleceğimiz için inşa edebileceğiz. 79 KASIM-ARALIK 2020 GÖRÜŞ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=