Şantiye Dergisi 386. Sayı (Mart-Nisan 2021)
102 MART-NİSAN 2021 HUKUK karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gerekleri- nin yerine getirilmediğini, 20 araçlık kapalı otopark yapıl- maması sebebiyle müvekkiline düşen dairenin 15.000,00 TL değer kaybından ... TL ile 2009 yılı Eylül ayından 2010 yılı Nisan ayı arası 8 aylık birikmiş 8.000,00 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını (...) Davalı vekili, (...) sözleşmede açıkça her daire için bir otopark alanı bulunması gerektiği yazılmadığından bu yöndeki istemin yerinde olmadığı ge- rekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, %40 icra inkâr taz- minatının tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili ta- rafından temyiz edilmiştir (...) SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşa- ğıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, ka- rar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ, E. 2014/7985, K. 2016/1055, T. 25.2.2016) • Otopark alanlarının vaad edilenden az sayıda yapıl- ması durumunda oluşan değer düşüklüğü talebinin neye göre değerlendirileceği; talepte bulunanın arsa sahibi veya gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ba- ğımsız bölüm alan tüketici olmasına göre değişiklik gösterecektir. Tüketici açısından Yargıtay uzun bir zamandır “nisbi metod” ile değer düşüklüğü hesaplama yöntemini benim- semiştir. “(...) Taraflar arasında düzenlenen sözleşme eki teknik şartnamenin 9. maddesi gereğince dubleks daireler ve 4+1 daireler için 2 araçlık kapalı otopark alanı tahsis edileceği- nin düzenlendiğini, buna rağmen davalı şirketin bunu ye- rine getirmediğinden dolayı ayıplı hizmette bulunduğunu ileri sürerek (...) Davacı, davalıdan satın aldıkları dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü mey- dana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle değer kaybının kendisine ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusun- da davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Satış bede- linden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek dairemiz gerekse Yar- gıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” ola- rak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HDT.26.12.1997, Esas, 1997/7580; Karar 1997/10870) Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma mikta- rı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölün- mesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulan- maktadır.” (YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ, E. 2019/1059, K. 2019/2985, T. 6.3.2019) Arsa sahibi açısından bakıldığında ortak yerlerdeki ayıplı ifadan kaynaklı değer düşüklüğünün ne miktar- da isteneceği konusu Yargıtay kararlarında da değişiklik göstermektedir. Yargıtay’ın bir kısım kararlarında arsa sahibinin arsa payı oranında değer düşüklüğünü iste- yebileceği, bir kısım kararlarında ise sözleşmedeki pay-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=