Şantiye Dergisi 387. Sayı (Mayıs-Haziran 2021)
ardından kariyerime ve hayatıma, daha fazla uluslararası tecrübe edinebileceğim Londra’da devam etmeye karar vermiştim...” Dekanın odasını basmıştık “70’li yıllar tüm dünyada olduğu gibi hem sosyal hem siyasi açıdan İngiltere’de de oldukça hareketliydi. Genç- lik hareketleri yoğundu. Fakat ben bu olayların çok içinde olmadım. Mimarlık eğitimi hayatımı çok kapsıyordu, eği- tim bu tip şeylerle uğraşmama engeldi. Ama tabii ufak te- fek protesto gösterilerine de katılmışlığım vardır. Mesela 1978 senesinde, dönemin Başbakan Margaret Thatcher’ın öğrenci burslarını kesmesini protesto amacıyla dekanın odasını basmıştık...” Profesyonel hayata okuldan atılıyorduk “Okul sırasında da çalışmıştım. Çünkü Bath Üniver- sitesi’nde eğitim, katmanları olan bir eğitimdi ve pratik çok önemseniyordu. Altı ay okulda teorik eğitim, ardından üç ay sahada pratik yapmak ve staj şart koşuluyordu. Onu yapmazsan bir sonraki seneye katılamıyordun. Dolayısıy- la profesyonel hayata okuldayken başlıyorduk. O yıllarda evimin karşısındaki Architecture Shop adlı bir mimarlık ofisine çat kapı girmiş, portfolyomu göstermiş ve ardından kabul edilmiştim. Bu ufak sayılabilecek tecrübeler aslında beni oluşturan bütünün en önemli parçalarıdır. Okulda te- orik eğitim üzerine sürekli olarak pratik yapma fırsatı ya- kalamak, sonra yine okula dönüp yine pratiğin teorilerini araştırmak ve bunu sekiz sene tekrarlamak, insanamüthiş bir deneyim kazandırıyor. Dolayısıyla o okuldan, eğitim sürecinden dolu bir insan olarak çıkıyorsun. Türkiye’deki lisans öğrencileri maalesef böyle bir eğitimden geçmiyor- lar, iş deneyimi edinemiyorlar. Edinenlerin sayısı çok çok nadir. İngiltere’deki mimarlık eğitiminde ise zorunlu ve sı- radan bir durum...” ARUP’ta üç ay sonra kendi projemi vermişlerdi “Okul bitiminde Londra’daki ilk profesyonel işim, dün- yanın en büyük mühendislik firmalarından ARUP’un mi- marlık bölümünde olmuştu. ARUP’ta işe girmeme, şu anda da beraber çalıştığım arkadaşım David Turnbull vesile ol- muştu. Benden üç ay önce, okulu bitirir bitirmez firmaya girmişti. Bense üç aylık Avrupa seyahatinden sonra iş bak- maya başladığım sıralarda, David, ARUP’ta yapacak çok iş olduğunu söyleyip firma yöneticileriyle görüşmeme aracı olmuştu. Böylece 1985 yılında, inşaat piyasasının da çok canlı olduğu bir dönemde ARUP’ta işe başlamıştım. Can- lı olması işime de yarıyordu. O dönem, daha yeni mezun olmama rağmen önemli mimarlık ofislerinden teklifler al- mıştım. Bunda tabii porfolyomun ve referanslarımın güçlü olması büyük bir etkendi. ARUP ise bana en cazibi gelmişti. Çünkü daha girer girmez çizdiğim şeylerin yapılacağını his- setmiştim; ki öyle de oldu. Yeni mezun bir çocuk olarak ilk üç ay içinde bana kendi projemi vermişlerdi. Çünkü hem meraklıydım hem de daha önemlisi aldığım eğitim buna imkan tanıyordu...” 24 yaşımdayken 45 yaşındaki mühendisleri yönetiyordum “ARUP’a girdikten sonra sınıf arkadaşım David, başka bir işle ilgileneceği için üzerinde çalıştığı ‘İş Parkı / Busi- ness Park” projesini bana devretmişti. O zamanlar ‘İş Parkı’ yeni bir konseptti. Doğa içinde, göletlerin, spor merkez- lerinin, sosyal alanların olduğu bir çalışma kompleksiy- Selçuk Avcı'nın projelerinden biri: Niamey Hotel / Nijer 82 MAYIS-HAZİRAN 2021 PORTRE & RÖPORTAJ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=