Şantiye Dergisi 387. Sayı (Mayıs-Haziran 2021)

Türkiye’de ise bu talep hiçbir kesimde yok. Ama öncelikle devlet kademesinde, yönetmeliklerle bir zorunluluk geti- rilmesi şart. Bilinci artıracak ve işi zorlayacak kesimdevlet. Çünkü diğer taraftan inşaat sektörünün tabiatındamaliye- ti en aza indirmek var. Müteahhit, nasıl kar edebileceğine odaklanır. Her şeyi müteahhidin inisiyatifine bırakırsanız, ortaya çok farklı şeyler çıkar...” Türkiye’de müteahhidin kârı indirilmeli “Diğer taraftan Türkiye’de müteahhidin kârının da in- dirilmesi gerektiğine inanıyorum. Avrupa’daki müteahhit hizmetinin neredeyse otuz katı bir kâr marjı var. Bunun ne- deni ise Türkiye’de risklerin çok fazla olması. İngiltere’de büyük projelerde bir müteahhidin kâr marjı en fazla 3’tür. Hiyerarşik kazanç piramidimiz çok sivri, asıl problembura- da. Ama Avrupa’da piramit daha yataydır. O yüzden Avrupa Birliğine katılmamızın faydalı olacağını düşünüyorum, çün- kü tepeden bir zorlama olacak, mecbur kalınacak. Sistemli bir değişimin kısa yolu bu. Aksi taktirde herkese teker teker öğretilmesi gerekiyor...” Eşimle beraber çalışıyoruz “Ofisi Sanja ile beraber kurmuştuk. Fakat iki sene sonra iş hayatını eve çok taşıdığımızın farkına varıp işi ayırmaya karar vermiştik. Sanja da ben de kendi şirketlerimiz yürüt- meye başlamıştık. Fakat son on sene içinde yine beraber çalışmaya başladık. Genellikle Sanja’nın sergi projelerine destek oluyorum. Genelde beni bir danışman gibi kullanı- yor. Küçük bir ekibi var. Yıllar sonra beraber çalışmak, ortak projelere imza atmak çok zevkli bir hale geldi. Bunlardan beni en çok heyecanlandıran ise Avrasya Tüneli Müzesi ol- muştu. El ele çalışmıştık. Hatta projenin müteahhitliğini de işverenin talebi üzerine biz yapmıştık...” Oğlumuz da mimarlık eğitimi alıyor “İki çocuğumuz var. Fotoğrafçılık eğitimi alan ve şim- dilerde yüksek lisans eğitimine devam eden kızımız Asia- na 28 yaşında. Londra’da mimarlık okuyan oğlumuz Altan ise 24 yaşında. Şimdi iki senelik tecrübe edinme faslında. Sonrasında da Ljubljana, İsveç veya Finlandiya’da yüksek lisansa devam etmeyi planlıyor... Oğlumla meslektaş ol- duk... Fakat onun benden öğreneceği şeylerden çok ben ondan öğreniyorum. Birlikte yavaş yavaş bir şeyler de yap- maya başladık. Mesela Hırvatistan’da Adriyatik kıyısındaki eski yazlığımızı yıkıp yeniden yapma planımız var. Bu işle doğrudan bir mimar olarak oğlum ilgileniyor. Proje hari- cinde inşaatı da bilfiil kendisi yapmak istiyor. Eşim ve ben de dışarıdan destek veriyoruz. Ekstrem fikirleri var. Binayı kenevir betonuyla yapmayı planlıyor. Deneysel bir durum. Keneviri karıştırarak beton bloklar üretiliyor. Yalıtım de- ğeri çok yüksek ve karbon salımı sıfıra yakın. Strüktürü de ahşap olacak. Bu binadaki kenevir kullanımı üzerine bir araştırma projesi de başlatacağız...” Tarihin hissedildiği, hayatın canlı olduğu yerleri seviyorum “İstanbul’u kendi şehrim olarak görüyorum. Ofisim de evimde Beyoğlu’nda. İstanbul’a geldiğimden bu yana hep Beyoğlu bölgesini tercih ettim. Tarihin hissedildiği merkez- leri, hayatın canlı olduğu yerleri seviyorum. Kadıköy’de yaşayamam mesela. Ama eşim Kadıköy’e, Ulus’a ve yeni- modern bölgelere bayılır. Benim içinse yaşanacak yerler Beyoğlu’dur, Cihangir’dir. Kuzguncuk ve Arnavutköy de ho- şuma gider... Geçen gün detaylı gezme fırsatı bulduğumBa- lat da etkiledi beni. Kırk yılımı geçirdiğimLondra’da da hep böyle eski, kimliği olan tarihi bölgeleri tercih ediyordum. Londra bu açıdan daha oturmuş bir şehir. Karakteri olan bir topluluk oluşturmuş, kimliği olan, aidiyeti çabuk hisse- debileceğin çok yer var Londra’da. Yaşadığımız Ljubljana da 300 bin nüfuslu, küçük ve karakteri olan bir şehir...” Summa Genel Merkezi 88 MAYIS-HAZİRAN 2021 PORTRE & RÖPORTAJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=